27 December 2008

Fername = Rezalet

Fer, Işıktır , Name Mektup. name name Fername.





26 Aralık Cuma Günü Fername ye gittim. Saat 8 de başladı oyun. Siz Saat 8 de durun. Ben Salı gününe gideceğim, 23 Aralık Salı Gününe. Bir baktım bir de ne göreyim, Çok ünlü ortaoyuncunun , çok ünlü oyunu Fername nin biletleri için elime fırsat geçti. 1,2 salise düşünmeden hemen kaptım 2 tane. Düşünmeye vakit yoktu, zira kalmaz diye düşündüm.

Salı gününün den sonra beni stres almaya başladı. İnce ince. Cuma günü gelecek. Cuma günü ben gebze de çıkacağım ve Beyoğluna gideceğim. Ben saat 5 te çıkacağım, oyun saat 8 de başlayacak. Cuma günü trafiğinde. (Ehliyet alırken direksiyon hocam bana Trafik nedir? dedi. Ben de cevap olarak nedir? dedim o da bana cevap olarak Arabaların, yolda akmasıdır dedi. Bu yüzden akma olmazsa Trafik durdu derler dedi.)
Cuma günü trafiğinde nasıl yetişecem derken. Bu söz aklıma geliyor. 3 saatte Beyoğluna gidemezsem diye strese giriyorum. Tiyatroyu kaçırma ihtimali aklıma geliyor. Geriliyorum. Tabi Salı dan Cumaya kadar da 128. si oynuyacak bu oyun için de bir yığın güzel eleştiri yorum ne varsa topluyorum. Okuyorum. İzlemiş kadar oluyorum ama izlemiyorum tabi. Bu şeye benziyor, Çok iyi bir restoran var, herkes yemekleri öve öve bitiremiyor siz sürekli onları dinliyorsunuz ve zaman gelecek onları yiyeceksiniz. Bu durum sizi dinlerken yemek yemiş kadar mutlu hissettiriyor.

FER Demir, Name İsim, Name Name My Name.

Ve Cuma günü geldi. Herşey tam da yolunda gitti. Gebze den Beyoğluna sadece 2.5 saatte gittim. Araba kazası felan yoktu yolda.8 deki oyuna yetişmeyi garanti altına almıştım.

Heyecanlı bir şekilde yerime oturdum. Ferhan Şensoy dan harika bir girizgah vardı.
Cep telefonlarının kapatılması üstüne. Ne kadar da güzel bir girişti o.
Ve sahne açıldı, Ne kadar güzel de bir borozan haraketiydi o. Çok Güzel Başladı.
Ve Sahnenin başlangıcı bitti. Üstündeki cüppeyi attı.

Tiz sesi ile bağırarak konuşmaya başladı. Sinirli ve gergindi. Kelimeleri peş peşe, ard arda, sanki kimse anlamasın diye son sürat ağzından döküyordu. Tek Kelimeyle iğrençti. O tiz sesi kafamın içinde sanki inşaat varmış duygusu uyandırıyordu. Yutkunmadan o kadar salya sümük konuşuyor ve anlatıyordu ki; Önümdeki kız yanındakine "O ağzındaki tükürük birikintisi varya, ara sıra eliyle siliyor, Çok miydem bulanıyor Kafamı kaldırıp Bakamıyorum" dedi. Ve aynen öyleydi. Hafif bir tebessüm bile zor ediyordum. Tamam. Güldürme amacı gütmüyor diyelim ama her hangi bir şekilde eleştiri de yoktu. O salak telefon müziğinin üstüne ne kadarda gitmişti. Oyun tam bir kepazeydi. Etraftaki zorla gülme taklitleri oyunu daha da acınacak hale getiriyordu.Allahım bana bir yetenek verde Etraftaki sesleri duymıyım sadece oyundan gelen sesi duyayım diyordum, Oysaki Etrafta gülme sesi varsa bu gülmeyi tetiklerdi. Ferhan Şensoy oyundan önce 50 kere dedi,Video, Telefona ses görüntü kaydetmek yok. İnsan zannediyor ki herhalde mühim bir olay olacak. 0(Sıfır). Kocaman bir 0. O oyunun tamamını kayda alsan ne olur. Hafzılamdan çıkarmaya çalışıyorum. Replikler peş peşe geldi. Ard Arda. Sanki bir an önce hepsini okuyayımda hemen gideyim gibiydi. Oyuna ilgi yok denecek kadar azdı. Espri yoktu. Eleştri azdı.Küstahlık hat safhadaydı. Cep Telefonu ile görüntü almak isteyen bayana hakaret etti.Kendi dediği hiç anlaşılmıyorken, ona eşlik etmeye çalışan izleyiciye siz galiba Macarca konuşuyosunuz dedi. Gergindi. Kafada bilmem kaçıncı kez oynadığı oyunun ezber replikleri durmasına rağmen, buna rağmen, hala karıştırıyordu. Tekledi. 2. perde de oynadığı 8 sinema filmini ve sinemaya olan ilgisini anlattı. O kadar isteksizdi ki, hiç dinlemek istemedim ve iyki oynadığı tiyatroları anlatmamıştı. Zaten daha evvel okuduğum yorumlarada bakacak olursak, Oyundan da çalmıştı, Zira George Bush, Deniz Baykal Eleştirileri yoktu. Bunun yanı sıra 2. perde den umutluydum ama ne yazıkki, Olsa Olsa Ne Olsa, Olmasa Olmasa Ne Olmasa gibi güzel bir bölüme sahipken içini hiç dolduramamış ve bu kısımda bir fiaysko ile sona eriyordu. Yazık. Çok Yazık. Başarısızdı, Çok Başarısız bir oyundu. Hafızamdan silmeey çalışıyorum.

Demekki Olay Ne Kavukmuş, Ne Orta oyunculukmuş.



Burdan Ferhan Şensoya Önerim. Git Garaj İstanbul'un kapısında yat. Histanbula bir tane bilet bul. O Kocaman Mehmet Ali Alobora nın eşsiz performasını izle. Adam ne kadar istekli oynuyor, seyirciye oyunu ne kadar iyi aktarıyor, izleyici tiyatronun dışında olmasına rağmen nasıl da tiyatrodan sonra bile kendini oyunda hissediyor. Ne diri bir performans. Oyunun başından sonuna kadar artarak büyüyen.

Bence Ferhan Şensoy bu kadar kötü olamaz. Ama çok kötü performansı belki sallamamaktan belki bıkkınlıktan belki yaşlanmışlıktan kaynakıydı. Bilemedim. Sonuç olarak çok kötüydü. Oynama isteğinin FER'i bile yoktu.

Sonra düşündüm acaba giriş neden iyiydi? Çok basit: Çünkü daha evvelden sesi banta kaydetmişti ve gaypten geliyordu ses. Tıpkı borazan sesi gibi.

Oyun başından sonuna kadar KIÇ,BOK,GÖT deyip durdu. Seyirciye dönüp, Aranıza kaç kişi AK Partiye oy verdi diyecek kadar da küstahtı.

Burdan bir notta seyirciye düşmek isterim; Oyunun arasında herkes kendi arasında çok kötü diye konuşmadı mı? Suratlar asık değil miydi? Kardeşim Gerizekalı mısınız? Neden Alkışlıyorsunuz? Ve neden adam orda sırıttığı müddetçe alkışlamaya devam ediyorsunuz. Kalkın gidin. Az alkışlayın ya da hiç alkışlamayın. Adam kendine çeki düzen versin. Orda Hıncal Uluç olsa idi, Bu kadar kötü mü oynardı. Onu da geçtim, kaç tane tiyatro var sa, biter bitmez hepsinin sonunda oyunculara gazı dayama son sürat işliyor. Yazikki tiyatro izlemeyi de bilmiyoruz. İtalyada olsa yuhalayıp yeni baştan başlatırlardı. Adam gibi oynayamıyacaksan, çıkmayacaksın oraya. Diyelim bunu alkışladın, o eğilip durdukçada alkışlamaya devam ettin. Gerçekten hakeden biri çıkınca ne yapacaksın. Sende sadece alkış var. Bu onun ekmeği suyu, mahrum bırakacaksın ki, kendine gelecek.Çok uzatmıyacağım, ama tiyatro kadar tiyatro izlemeyide öğrenmeye ihtiyacımız var.

Hassılı kelam, Ferhan Şensoy'un Tabiriyle bitiriyorum.

BOK gibi oyundu.Hem de siyah bok gibi.(Keşke o oyunu izleyeceğime,börek yemeye gitseydim. )

No comments: