27 April 2007

İyiler Her Zaman Kaybeder..

kırmızı ışıkta duran kadına arkadaki araçtaki adam kufuru bastı..
yaa kardeşim yol boş ne durup yolu kapatıyosun geçsene..
memleketi sen mi kurtaracan ..

derste kopya çekmeyen çocuk, kopya çeken arkadasından daha düşük not aldı.
öğretmeninden daha çok çalışması şeklindeki iğrenç repliği yedi..
ve gözü önünde kopya çeken arkadaşının sözde başarısına gurur duyuşunu izledi.

top kaçınca onu kim alacak sorusuna
kendini feda eden küçük yaramaz, topu alırken üstünü pisletti
annesi üstünü pisleten çocuğu azarladı..

bir adam, yoktan çağdaş bir düzen yarattı.
ve o çağdaş düzen içindekiler
ona put, onu sevenlere putperest dediler..



bir takım mücadele etti.
kazanmak için her şeyi yaptı..
ama başarılı olmak için bazı yerlerde daha fazlası gerekiyordu bu yönde kanaat getirildi.

daha fazlası neydi?

***

iyi nedir? :)

trafikte kurallara uyan kadındır;
derste kopya çekmeyen çocuktur;
görevi için fedekarlık yapan yaramazdır;
düzene meydan okuyıp değiştiren adamdır;
kazanmak için her şeyi yapan takımdır;

ama iyiler her zaman kaybeder mi?

olsun varsın kaybetsin :)
yenildi desinler, gerçekleşmemiş olsun.

zira..


Bir gün iyilerde kazanacak!!

3 comments:

Anonymous said...

gonlune dusuncene ellerine saglik...

Anonymous said...

gese li bir yazardan...
Seni seviyoruz FENERBAHÇE

Adaletsizliğin yan kuruluşu haline gelmek mi önemlidir? Tek başına olup, haksızlığın ordularına yenilmek mi? Bizim taştan kalelerle futbol oynadığımız yıllardan kalan alışkanlıklarımız sürüyor. Bizler gönül verdiklerimiz haksızlık yaptığında, aşklarımızdan bile vazgeçeriz. Ve kaza süsü verilmiş cinayetlere de asla göz yummayız! O yüzden diyoruz ki... "Seni seviyoruz Fenerbahçe." Sana karşı açıkça örgütlenmiş bir düzene karşı verdiğin yürekli mücadele için...

***

Futbolu böylesine kire batmış bir ülkede, kupanın mı anlamı var, ligin mi? Önemli olan, haksızlık cuntasına karşı yürekli olmak. O yürek Beşiktaş karşısındaki Fenerbahçe takımında vardı. Ama Fenerbahçe'nin karşısında Selçuk Dereli diye bir hakem de vardı. Selçuk Dereli, Beşiktaş için nöbetçi eczane gibiydi.

***

Fenerbahçe, 90 dakika Beşiktaş'ı evire çevire yendi de, adaletsizliği yenemedi. Baki Mercimek'in babası hakem olsa, kırmızıyı gösterirdi. Selçuk Dereli göstermedi. Yan hakemin işaret ettiği Beşiktaşlı Mehmet Sedef'e bile kart göstermeyen adam, Fenerbahçe'ye gün yüzü gösterir mi?

***

Adaletli bir hakemle, maç uzatmalara da kalmazdı. 90 dakikadan sonra Fenerbahçeli futbolcular raydan çıktı ama adalet maçtan önce raydan çıkmıştı zaten. Beşiktaş'ın attığı gol öncesinde verilmeyen faul, Beşiktaş için önceki gece verilen sayısız faulden biridir. Fenerbahçe'nin verilmeyen penaltısı, başkalarına verilen yüzlerce penaltıdan biridir. Maçın sonunda Fenerbahçeli Uğur Boral'a gösterilmeyen kırmızı kart da, Beşiktaş lehine hakemin biriktirdiği günahların kırıntısıdır.

***

Gerçekler tekildir ama Selçuk Dereli tek başına değildi karar verirken... Ve Fenerbahçe'nin finaline kan doğradı. Biz bu filmi geçen yıl izlemiştik. Sezon başından beri de izliyoruz.

***

Kızmayın Fenerbahçeli futbolculara Tek kişilik yalnızlıklarından, çok kişilik kalleşlikler çıkaramadıkları için onlara hesap sormayın. Başları önde duruyorsa kaldırın. İnsan olanın gücü bir yere kadar. Birbirine uydu olup, her türlü ahlaksızlığın çemberinde dönenlere inat, onlar yalnız başına onurlu mücadele veriyorlarsa, bırakın şampiyon da olmasınlar.

***

Adalet eski bir sokak çeşmesidir, suyu kurumuş. Filmin sonunu beklemeye gerek yok. Yarından tezi yok, Adnan Polat, Fenerbahçe için kullandığı ses tellerine Beşiktaş bayraklarını asabilir. Yıldırım Demirören de, garantili mesajlarının ardından, yaldızlı davetiyelerin siparişini verebilir. Fenerbahçe için kazılmış kuyulara atarlar, yeni mesajlarını.

***

Geçen yıl bir Fenerbahçe taraftarından mail almıştım. "Kazandığında sevmiyorum seni, kaybettiğinde sevdiğim kadar" diye... Namuslu yürekler için asıl zafer budur. O yüzden diyorum ki... Seni seviyoruz Fenerbahçe! Böyle kaybetmenin, kazanmaktan bile kutsal olduğunu gösterdiğin için.

Unknown said...

sayın Galatasaraylı ve anonymous adlı arkadaşım..
bu yorumun sadece futbola değil,
"yarışma ve müsabaka ruhuna" sahip çıktığını gösteriyor.

Yorumunu hayranlıkla okudum.
Teşekkür Ederim.